İnsanlar yüzyılı aşkın bir müddettir cihanın bir yerlerinde yabancı uygarlıklar arıyor. Şimdiye kadar hiçbir şey bulamamış olsak da, gezegen bulma konusunda hayli uygun hale geldik ve 1990’lardaki birinci keşfimizden bu yana Samanyolu’nda 5.000 ‘den fazla gezegen olduğunu doğruladık. Ve bunlar galaksimizdeki gezegen denizinin içinde şimdi bir damla bile değil. Pekala ancak ünlü fizikçi Stephen Hawking bu gezegenlerde akıllı ve gelişkin bir uzaylı uygarlık bulmaktan neden çekiniyordu?
Bu gezegenlerden gelen ışığın spektrumunu tahlil ederek, Dünya’da yalnızca ömür tarafından üretilen bir gaz olan sülfürü bir gezegende keşfetmeyi ve hayatın birtakım farklı muhtemel ipuçlarını bile tespit etmeyi başardık. Pekala ömrün ya da gelişmiş uygarlıkların olduğu bir gezegen bulursak, temas kurmalı mıyız?
Herkes bunun âlâ bir fikir olduğunu düşünmüyor ve bu bireylerin ortasında, ünlü fizikçi Stephen Hawking de vardı.
Hawking, 2015 yılında uzaylı uygarlıkları dinlemek için bir proje başlarken, neden onlara yanıt vermemenin en yeterlisi olduğunu açıklamıştı. Hawking bu aktiflikte “Uzaylılar hakkında pek bir şey bilmiyoruz lakin beşerler hakkında biliyoruz. Tarihe bakarsanız, beşerlerle daha az zeki organizmalar ortasındaki temaslar çoklukla onların bakış açısından felaketle sonuçlanmıştır ve gelişmiş ve ilkel teknolojilere sahip uygarlıklar ortasındaki müsabakalar daha az gelişmiş olanlar için makus gitmiştir. Mesajlarımızdan birini okuyan bir uygarlık bizden milyarlarca yıl ileride olabilir. Şayet öyleyse, çok daha güçlü olacaklardır ve bizi bizim bakterileri gördüğümüzden daha bedelli görmeyebilirler.“
Üç Cisim Problemi
Bu, Liu Cixin’in bilimkurgu romanı Karanlık Orman’da özetlenen Karanlık Orman Teorisi‘ne benzemektedir. Bu roman bugün dünyada çok ses getiren “Üç Cisim Problemi” isimli dizinin de temelini oluşturuyor.
Kitapta bir karakter, uzaylı medeniyetlerin motivasyonları hakkındaki belirsizlik göz önüne alındığında, sessiz kalmanın mantıklı olduğunu savunuyor. Bizi duyabilen bir gelişmiş uygarlık bile düşmanca tutuma sahip olsa, varlığımızı çok yüksek sesle duyurmamaya itina göstermeliyiz.
Hawking uzaylılarla temas kurma konusunda kaygıları olmasına karşın, aramaya devam etmekten yanaydı. Sadece onlara etkin sinyaller göndermeyi hakikat bulmuyordu.
Elbette, uzaylı medeniyetleri varlığımız konusunda bilgilendirme kararı bizim elimizde olmayabilir. Uzaylıların bizi, bizim onları bulmayı çalıştığımız emsal yollarla bulmaları ya da gezegenimizden sızdırdığımız sinyalleri fark etmeleri mümkün. Ortalıkta görünmemek ve konutta kimse yokmuş üzere davranmak için çok geç olabilir. Uzaylı uygarlıklar varsa, bizi bulduklarında dostça davranmak isteyeceklerinin garantisi yok.
Peki dünya bu türlü bir Rus ruleti oyununda harcanabilecek kadar bedelsiz mi? İşte bilim insanları bu soruların üzerinde düşünüyor ve bugün dünyayı etkileyen bilimkurgu üretimleri da seyircilerine bu soruları soruyor.
News
