İşte Erol Bilecik’in o açıklamaları;

”ADİL NİZAM VARSA BU İŞİN GALİBİ BELLİ”

“Geçen haftadan bugüne tam 7 günü geride bıraktık. Bu 7 gün boyunca, en çok Türk beşerinin direnç gösterdiği, karşı çıktığı olayların başında kulübümüze yapılan bahtsız uygulamalar, kararlar, karşı karşıya bırakılan durumlar. Bu 7 gün topluluğumuzun ağır bir biçimde istişare yaptığı, bence çok âlâ ve son derece derin tahlillerin yapıldığı, haksızlıklara baş kaldırının konuşulduğu, tek beden olma noktasında topluluğun bütünleştiği bir 7 gün geçirdik. Bu süreç etkin bir formda yaşanmaya devam ediyor. Hesabı verilmeyen, her haksızlık daha büyüğünü doğuruyor. Artık sistemli bir halde devam eden bu hadisenin genel bir özeti olarak başlangıçta söylemek istiyorum. Bu 7 gün içinde, topluluk olarak şahit olduğumuz hoş şeyler de var. Adil nizamda yönetildiğine inandığımız, siyasetin karışmadığı bilhassa olimpik spor branşlarında Fenerbahçe’nin rekabeti yerden yere vurduğu, kupalara kaldırdığımızı bütün Türkiye şahir oluyor. Bunun en yenisini dün voleybol bayan ekibimizin kupa örnekledik, taçlandırmış olduk. Şayet ortada adil bir sistem varsa, burada işin galibinin hangi spor kulübü olduğunu buradan memnuniyetle paylaşıyorum.”

”DÜNYANIN EN BÜYÜK SPOR KULÜBÜYÜZ”

”Sporda biz 12 branşta uğraşıyoruz. Ya şampiyonuz, ya final oynayan bir grubuz. Bu uzun yıllardır devam eden, bizim DNA’mızda olan bir şey. Yetiştirdiği atletler, bu ülkenin geleceğine dair ışık tutan gençlerin bir manada yolunun geçtiği, ortak spor kulübünün Fenerbahçe olduğunu görüyoruz. Dünyanın en büyük spor kulübü unvanının ete – kemiğe bürünmüş bir unvan olarak görüyoruz.”

”OYUNUN İÇİNDE KAL FAKAT YARIŞMA”

”Başkanımızın uzun müddettir ana gündeme bilhassa anlatmaya çalıştığı ana nokta şu, Fenerbahçe oyunun içinde kalsın lakin yarışmacı olmasın. Bu türlü bir dünya yok. Bilhassa Türkiye’nin daha fazla gündeminde olan futbolda bizi tutmaya çalıştıkları nokta bu. Oyunun içinde kal fakat müsabakanın içinde kalma. Bu türlü bir şey olabilir mi?”

”ÇAĞRIMIZIN 3 EMELİ VARDIR”

“Geçen hafta pazartesi günü idare şurası toplantısının akabinde sayın liderin açıkladığı üzere, 2 Nisan tarihinde bu işi yapacağız ve muazzam bir çoğunlukla inanılmaz genel şurası yapacağız. Davetimizin 3 tane maksadı vardır. Fenerbahçe’ye yapılan haksızlıklar, topluluk olarak kenetlenerek bunun bir görüş alışverişini yapmak istiyoruz. Bilhassa son gelişmeleri sorgulamak istiyoruz. Genel heyetimizden bu yetkiyi idare olarak alalım istiyoruz. Ondan sonra da biz gerekli olan hazırlıklarımızı yapmaya hazırız.”

”ADALETSİZLİĞİN EN UÇ NOKTASINI YAŞIYORUZ”

”Bu adım, bir kere daha altını çizmek istiyorum. Yalnızca Trabzonspor maçında yaşadığımız olaylara dayalı değildir. Yani bunu yalnızca Trabzonspor maçına endesklemek kelam konusu olamaz. Adaletsizliğin en uç noktası, adaletsizliğin adil sayılmasıdır. Fenerbahçe olarak geldiğimiz nokta bu. Adaletsizliğin en uç noktasını yaşıyoruz biz.”

”BÜTÜN OLUMSUZ ÖRNEKLER FENERBAHÇE’DE”

”Kulübümüz son 30 yıldır sportif ve sportif olmayan, birçok bahiste negatif ayrımcılığa uğramakta. Türk spor tarihinde milat sayılabilecek bütün olumsuz örnekler ne tesadüf ki Fenerbahçe üzerinden yaşanmakta.”

”BİZE FETÖ İLE TAARRUZ YAPILDI”

”Bunların ortasında topluluğumuzun âlâ bildiği, 4-5 tane örneği saymak isterim. Bütün camiayı, taraftarlarımızı 2005-2006 yılındaki Denizlispor maçına götürmek isterim. Ayrıntısına girmeye gerek yok ancak buna bağlı olarak tam 7 dönem 3 kere daima son maçta şampiyonluğu kaybettik. Bu bir masanın üzerine koyuyorum. 3 Temmuz 2011, daha dün üzere hafızalarda canlı bir formda duruyor. Fenerbahçe’ye kurulan şike kumpası. O periyot devletimizin kurumlarına büsbütün sızmış olan bir terör örgütü, kulübümüzü maksat aldı. Sayın Lider Aziz Yıldırım ve birçok arkadaşımız, profesyoneller tutuklandı. Yargılama, hukuk prensiplerini yok sayarak yapıldı. Medya aracılığıyla da prestij suikastine uğrayan Fenerbahçe oldu. Bütün operasyonu yapanların tamamı ya hapisteler ya da kaçaklar. Natürel ki eski liderimizi ve yöneticilerimiz beraat ettiler. Bir spor kulübünün devlet içinde sızmış bir yapıyla kulübümüze atak yapıldı. Dünyada bu türlü bir örnek yok. Maddi ve manevi uğradığımızın haddi hesabı yok.”

OTOBÜS KURŞUNLANMASI

”Aynı biçimde herkesin hafızasında olan 3-4 Nisan 2015 Rize olayları. Otobüsümüzün kurşulanması. 9 yıl geçti, yüzlerce sefer müracaat yapıldı. Hala ortada failler yok. 9 yıl oldu. 3 Temmuz kumpası münasebetiyle açtığımız tazminat davaları da istediğimiz noktaya gelmedi. Ancak çabayı son dakikaya kadar sürdürüyoruz.”

28 ŞAMPİYONLUK

”28 şampiyonluğu gündeme getiriyoruz. TFF’ye birçok defa müracaatlarımızı yaptık. 9 ay evvel komite kurulduğu söylendi. Kurul pratik olarak lafta kuruldu. Bugüne kadar ne toplandığı var ne de bize gelen bir bilgi var. Bu da atılan bir adım olmadığını gösteriyor.”

SUUDİ ARABİSTAN’DA YAŞANANLAR

”Riyad’da yaşanan hadise, güya biz tek başına maça çıkan bir kulüp havasına girdik. Yalnızca hatalı Fenerbahçe ilan edildi. Bunlar inanılır üzere değil.

Yalnızca bu dönem değil, 30 yıllık bu toplam mühlet dahilinde Fenerbahçe her daim haksızlığa uğradı. Bu hesaplar yeteri kadar sorulmadığı vakit, daha büyüğü ile bir haksızlık daha geliyor. Bizim topluluk olarak ne sabrımız kaldı ne de bu manada hatır kaldı.”

”BÜTÜN TOPLULUĞUN BIÇAK KEMİĞİNE GELDİ”

Hak yenen yerde Fenerbahçe’nin sesi yükselir. Bütün topluluğun bıçak kemiğe geldi. 2 Nisan’a keyfe sıkıntı bir formda gelinmedi. Artık 2 Nisan’da Fenerbahçe tek ses olarak bu mevzuları istişare edecek ve yol haritası ortaya koyacak. Bunun için de genel konseyden da idare konseyine yetki verilecek. Bize yapılan haksızlıkları ne yarına bırakacağız ne de diğerlerinin yanına. Bu net ve açık.

”EN BÜYÜK MİRAS”

Şuna kalben inanıyorum, o gün mabette olacak, kaydını yaptıracak üyelerin, kendi ailelerine bırakacakları en büyük miraslardan biri. Türkiye spor tarihi için değerli bir gün, son derece kritik bir gün. O gün, aklı-selimden ayrılmayacağız lakin isyanımızın da sesini, kuvvetini, şiddettini tek beden olarak gerekli olan her yere göndereceğimize inanıyorum.