Arnavutluk’ta dönemin bitmesinin akabinde tatil için Türkiye’ye dönen İlknur Aktaş, İstanbul’da AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

Futbolu bıraktıktan sonra teknik yöneticilik hayalini gerçekleştirmek için çalışmalara başlayan İlknur Aktaş, amatör kulüplerde misyon aldıktan sonra 2017 yılında Fenerbahçe 17 Yaş Altı grubunda Cengiz Aydın’ın yardımcılığını yaptı.

Sarı-lacivertli kulübün akademisinde her yaş kümesinde 2 yıl vazife yaptığını lisana getiren Aktaş, amaçları doğrultusunda İspanya’da çalışmak isterken, pandemi sebebiyle yurt dışına açılamadı.

Pandemi sürecinin akabinde Türkiye’de bayan futbol gruplarından gelen teklifleri değerlendirdiğini belirten Aktaş, “Gaziantep’ten teklif geldi. Burada kısa müddet kalıp, Çaykur Rizespor’a gittim. Orada da bir mühlet çalışıp, Hatayspor’a geçtim. Ben gittiğimde Hatayspor’un puanı yoktu ama takımı ligde tutmayı başardık. Sonrasında pandemi süreci tamamlandı.” dedi.

– “Hayalim Fenerbahçe A kadrosunu çalıştırmak”

Öncelikli maksadının Avrupa’da grup çalıştırmak olduğunu vurgulayan İlknur Aktaş, “İspanya, İtalya ve İngiltere üzere ligleri çok beğeniyorum. Bu ülkelerde alt liglerden başlayarak üste gerçek çıkmak istiyorum. Bu tecrübeyi edindikten sonra bir gün Süper Lig’de bir A ekibin teknik yöneticiliğini yapmak istiyorum. Hayalim Fenerbahçe A kadrosunu çalıştırmak. Bunu bir gün gerçekleştirmek istiyorum.” sözlerini kullandı.

İtalya’da 2 kulüple görüştüğünü, bunun yanı sıra Balkan ülkelerinden teklifler geldiğini anlatan Aktaş, “Avrupa tarafına güçlü gitmemiz gerekiyor ve bu sebeple grubumuzu hazırlıyoruz. Balkan ülkelerinden teklif esasen var fakat maksadım daha büyük klasmana gitmek. Her manada ülke tecrübelerini yaşamam lazım. Arnavutluk, Sırbistan, Kuzey Makedonya’daki ligleri biliyorum. Hedeflerim kademe kademe ilerlemek. Büsbütün tecrübelenip, zorlukları yaşayarak her şeyi almak istiyorum. Bir gün kendi ülkemde bir birincisi yaptığımda, bir lider bana grubunu emanet ettiğinde o denli bir deneyimle gelmeliyim ki eksiksiz hazır olmalıyım. Arnavutluk’ta başlangıç aslında hoş oldu. Aslında ben orada askerliğimi tamamladım. En sıkıntı yerden başladım.” biçiminde konuştu.

– “Benim ve ülkem için çok büyük bir gurur olduğunu düşünüyorum”

Arnavutluk grubu Shkumbini’de teknik yöneticilik misyonuna getirilmesi kıssasını anlatan Aktaş, “Antalyaspor’da Fazilet Erdal hocam var. Fenerbahçe’de birlikte çalışmıştık. Kendisiyle görüştüğümde, ‘İlknur hocam bir proje var. Esaslı bir kulüp, Arnavutluk 2. Ligi’nde. Değişim yapacaklar ve bizi grup olarak istiyorlar. Benimle gelir misin?’ dedi. Süreci hızlandırdık. Kuralları konuştuk. Önden ben gittim, takım sonradan gelecekti. Gittiğimde kurallar biraz zahmetliydi. Kulüp 20 sene belediyede kalmış, lider da yeni devralmış. Sonrasında Fazilet hoca mali koşullarda anlaşamadı lakin ben orada kaldım. Daima birlikte gidecektik, tek ben gittim. Lider beni hem akademi yöneticisi hem de A kadro yardımcı antrenörü yaptı. 6 maç kadar sonra liderin fikri değişti ve mevcut hocayla yolları ayırdı. Sonra bana, ‘Hocam kadrosu yönetebilir misin?’ dedi. A grup teknik yöneticiliğine bu türlü başladık.” diye konuştu.

İlknur Aktaş, ekibin başına geçmesinin akabinde mevzunun Balkan ülkelerinde büyük yankı uyandırdığını kaydederek, şunları söyledi:

“Balkan ülkelerindeki insanlara çok garip geldi bu durum. Buralarda bakış açısı biraz daha güç. Birinci etapta kabullenmeleri sıkıntı oldu. Grupta İngilizce bilen oyuncu sayısı da az fakat biz bir formda ahengi yakaladık. İdmanlarda ön çalışma yapıyorduk. Oradaki hocaların çok fazla taktik bilgisi yoktu. Ben farklı programlar çıkardım, çocuklar da ‘İlknur hoca bunları biliyor.’ demeye başladı. Grup da toparlanmaya başladı. Çok hoş bir sinerji yakaladık, bu defa de el üstünde tutuldum. Bu mevzu Balkan ülkelerinin çabucak hepsinin televizyonlarında da yer aldı. Tarihlerinde bir erkek ekibinde bayan teknik yönetici yokmuş. Hangi kente, hangi ülkeye gidersem gideyim, hepsinde çok hoş karşılandım. Çalıştığım yer de çok esaslı bir kulüp ve bu sene 100. yılıydı. Bu sebeple tercih etmiştik kulübü. Çok değerli atletler yetiştirmiş. Benim ve ülkem için çok büyük bir gurur olduğunu düşünüyorum. Bayrağımızı temsil ediyoruz sonuçta. Hoş bir vakit geçirdik. Dönemi uygun bir yerde bitirdik lakin play-off’ta üçüncü maçımızda elendik.”

– “Bülent Uygun hocam benden dayanağını hiç çekmedi”

Ülküsünün her vakit erkek grubunda çalışmak olduğunu lakin bunun için tecrübe gerektiğini vurgulayan Aktaş, şunları söyledi:

“Ancak erkek teknik yöneticiler takımına almıyor. Kulüp yetkilileri, ‘Kadın hocanın erkek grubunda ne işi var?’ diyor. Eğitim konusunda Oğuz Çetin hocama, ‘Bize fiyatlı dahi olsa, senede 2 kez eğitim kursu açın. Biz kendimizi eğitelim.’ dedim. Ulusal ekip hocaları her yerde eğitimlere gidiyor. Bizim bu bilimselliği birileri öğretmeden alma talihimiz yok. Necla (Güngör Kıragası) hocamız bu eğitimlere gidiyor. En azından bizleri toplayıp, yurt dışında aldığı eğitimleri göstersin, bunları kadrolarımızda uygulayalım. Bu manada Bülent Uygun hocam benden dayanağını hiç çekmedi. Çaykur Rizespor’da Hamza Hamzaoğlu hocam, daima erkek grubunun idmanlarını izletti bana. Hatay’da Ömer Erdoğan hocam da sağ olsun alana çıkardı beni. Lakin benim üzere talihi olmayan arkadaşlarım da var.”

UEFA’nın kendi tertiplerinde çaba eden kulüplere, bayan ekibi kurma zaruriliği getirdiğini hatırlatan Aktaş, “Burada çarkın dönmesi için ligin profesyonel olması lazım. Lakin burada da maliyet çok fazla oluyor. Şu anda Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş üzere takımlar var. Bu ekipler çarkı bir nebze döndürüyor. Lakin başkalarında durum farklı. Bayan hocaların da desteklenmesi gerekiyor. Federasyon, bayan kadroları için ‘Siz erkek hoca aldınız ancak grubunuza bayan hoca dahil etmeniz gerekiyor.’ diyerek bunun zorunluluğunu getirebilir. Hiçbir suretle grubunda bayan hoca olmayan gruplar var. Lakin bu ekiplerde oynayan kızların özel günleri oluyor ve hiçbir erkek, bir bayanın bu türlü günlerde neler yaşadığını bilemez. Bu sebeple, özel durumları yönetecek isimlerin kesinlikle teknik gruplarda yer alması gerekiyor.”

Erkek ekibinde çalışması sebebiyle birçok kişinin soyunma odasında, maçların devre ortasında grupla nasıl diyalog kurduğunu merak ettiğini de söyleyen Aktaş, kelamlarını şu biçimde tamamladı:

“Bana bir gün sordular, ‘Hocam sen soyunma odasına nasıl giriyorsun?’ diye. Çocuklar çıplakken mi giriyorum ben soyunma odasına. Maç konuşmamı hazırlıyorum, maçtan evvel taktiklerimi anlatıyorum, sistemimi anlatıyorum, odadan çıkıyorum. Zati sonra giyiniyorlar. Erkek hocalar, bayan soyunma odasına nasıl giriyorsa, ben de erkek soyunma odasına bu biçimde giriyorum. Maçların devre ortasında da önden 1-2 dakikalık konuşmamızı yapıp taktiğimizi belirliyoruz, sonrasında ben odadan çıkıyorum.”