İkinci Dünya Savaşı’nın son günlerinde Hiroşima’ya atom bombası atıldığında kentteki hayatın büyük bir kısmı yerle bir oldu. Bir anda 140.000 civarında insan öldü, 60.000’den fazla bina yıkıldı yahut hasar gördü. Lakin molozların ve yıkıntıların ortasında hayat parıltıları devam ediyordu. Tüm zorluklara karşın, Hiroşima’nın kalbinde birkaç ağaç hayatta kalmayı başardı ve nükleer silahların dehşetinin sessiz şahitleri olarak varlığını sürdürdü.
Naka-ku bölgesindeki Honkawa Irmağı kıyısındaki çimenlik bir parkta, İkinci Dünya Savaşı’ndan çok evvel dikilmiş bir salkımsöğüt (Salix babylonica) yer alıyor ve bombanın odak noktasından yalnızca 370 metre uzaklıkta. Her ne kadar Little Uzunluk ismi verilen bomba patladığında söğüdün gövdesi kırılmış olsa da, günümüzde yaşamaya devam ediyor ve hatta ortadan geçen vakit içerisinde yeni filizler vererek daha da büyüdü.
Bu bilgilerin birçok, atom bombasından sağ kurtulan çok sayıda ağacı kutlayan bir küme vatandaş, bilim insanı ve siyasetçiden oluşan Yeşil Miras Hiroşima grubu sayesinde ortaya çıktı. Küme, bu ağaçların varlıklarını belgeleyerek, savaşa ve nükleer silahlara karşı olmanın yanı sıra tabiatın devam eden hoşluğu hakkında bir açıklama ortaya koymayı umuyorlar.
Hiroshima for Küresel Peace’in bildirdiğine nazaran, Yeşil Miras Hiroşima’yı Tomoko Watanabe ile birlikte kuran Birleşmiş Milletler Eğitim ve Araştırma Enstitüsü kıdemli danışmanı Dr. Nassrine Azimi “Ağaçların inanılmaz derecede kıymetli olduğunu fark ettim, zira onlar bir şeyleri bir ortaya getirmek ve tarih ve doğal etraf, savaşın reddedilmesi ve nükleer silahların ortadan kaldırılmasına yönelik umutlar dahil olmak üzere çeşitli bahisleri gündeme getirmek için kullanılabiliyorlar” diyor ve devam ediyor: “Ağaçlar ömür usulümüzü koruyor, şu ana kadar olan her şeyi hatırlıyor ve bunları bir ileti biçiminde bizimle paylaşıyorlar.”
Hayatta kalan ağaçlar, Japonca’da “nükleer bomba atılmış” manasına gelen hibaku ve “ağaçlar ve çalılar” manasına gelen jumoku sözcüklerinden türeyen hibakujumoku sözüyle isimlendiriliyor.
Organizasyon, Hiroşima’da bulunan 62 hibakujumoku’nun canlı listesini tutuyor. Çok sayıda salkımsöğüt ağacının yanı sıra dev Kafur ağaçları, meyve veren Japon Hurması ağaçları, Okaliptüs ve Yoshino Kirazı üzere diğer tipler de bu listede yer alıyor.
ABD’nin Ağustos 1945’te atom bombası attığı öteki Japon kenti Nagazaki’de de misal bir teşebbüs başlatıldı. Nagasaki Kusunoki Projesi olarak bilinen küme, bombanın odak merkezinin 4 kilometre yarıçapında en az 50 hibakujumoku bulunduğunu söylüyor.
Hayatta kalanların birçoklarında bomba patlamasından, ortaya çıkan alevlerden yahut kenti kasıp kavuran radyoaktif serpintiden kaynaklanan travmatik yara izleri var. Buna karşın gururla ayakta durmaya devam ediyorlar.
Ağaçlar radyasyona karşı nispeten dayanıklı
Kavak üzere sağlam ağaç çeşitleri 50 Gy’ye kadar çok az meseleyle dayanabilirken, beşerler tek haneli dozlardan hayatlarını kaybedebilir. Daha hassas ağaç cinsleri yok olabilir yahut büyümeyle ilgili sıkıntılar yaşayabilir, lakin kimi ağaç çeşitleri nükleer serpintilere karşı harika bir direnme yeteneğine sahiptir.
Yeşil Miras Hiroşima’nın misyonunun bir öbür kısmı da hibakujumoku tohumlarını ve fidelerini ABD ve İngiltere dahil dünyanın öteki bölgelerine göndermeyi içeriyor. Atom bombası atılan ağaçların torunlarının şu anda gezegen çapında en az 40 ülkede büyüyerek umut ve barış iletisi yaydığı varsayım ediliyor.
News
