Yapılan açıklamada, “Birkaç ay evvel, ‘Ben Lider olduğum sürece Fenerbahçe’yi şampiyon yapmayacaklar’ diyen Sayın Ali Koç, yeniden aday olmuş. Bu kararın münasebetlerini topluluğa sunmak zorunda. Yoksa, ‘şampiyon olmamızın önündeki pürüzler kalkıyor mu? 6 yıldır yapamadığı neyi yapacak ki bunun sonucunda şampiyon olacağız?” sözleri kullanıldı.

İŞTE YAPILAN AÇIKLAMANIN TAMAMI!

“Biz bu vizyonu anlayamadık. Sayın Ali Koç 5 Haziran 2018’de yapılan genel konsey öncesinde ve seçim konuşması sırasında topluluğa birtakım kelamlar vermişti. En kıymetli vaadi ise, Fenerbahçe’yi layık olduğu yere, yani doruğa taşımaktı. Hatta taraftara; “Bayraklarınızı, formalarınızı çıkarın. Artık sokaklarda başınız dik dolaşacaksınız. Size gurur duyacağınız bir Fenerbahçe vaat ediyorum” demişti. Doğrusu verilen kelamlar göz kamaştırıyordu… Pekala sonra neler oldu, bir bakalım.

Ezeli rakiplerimize karşı kendi alanımızda uzun yıllardır devam eden namağlup serilerimiz birer birer sona erdi.

Misyona geldiklerinde “Ezeli rakibimizle şampiyonluk sayılarımız ortasındaki fark ikiye çıktı. Bu asla kabul edilemez” diyen Sayın Koç, geride kalan 6 yılda bu farkın 5’e çıktığını görmek üzere. Avrupa’da 100 futbolcudan oluşan bir futbolcu havuzları olduğunu, transferlerin bu havuzdan yapılacağını söyledi, lakin ortada havuz falan göremedik.

Başkanlıkta 6. yılı bitirmek üzere olan Sayın Ali Koç; bu mühlet içinde 11 teknik adam değiştirdi, her yıl ortalama 10’a yakın yeni oyuncu transfer etti. Birtakım oyuncular idmana bile çıkmadan gönderildi. Halbuki seçim kampanyasında “Asla sık teknik yönetici değişikliği olmayacak, mesleğinin sonuna gelmiş ve yüksek maliyetli son dakika transferleri asla yapılmayacak” demişti.

Çağdaş ve şeffaf bir idare kelamı veren Sayın Koç, Camiaya Sesleniş Programlarında yalnızca kulübün borçlarını anlattı. Başarısızlıklarının tüm kabahatini, geçmiş idarelerin üzerine bıraktı. Kendisi daima mağdurdu zira. Daima “Kulübümüz batak durumda, nefes alamıyoruz” vb telaffuzları, borsada süreç gören paylarımızın tabana vurmasına neden oldu. Bu üzere açıklamalarla aslında kulübümüzü ne kadar küçük düşürdüğünün ve zayıflatıp, kurtlar sofrasına attığının farkında bile değildi tahminen.

Ne yazık ki bağlantı konusunda da sınıfta kaldı. Tenkide asla tahammül etmedi. Bilhassa toplumsal medyada tenkit yapanları “samimiyetsiz taraftar”, “Norveçliler” üzere sözlerle yaftaladı. Fenerbahçe Taraftarı tarihinde hiç bu kadar ayrıştırılmamıştı. Yıllardır kulübe hizmet etmiş insanları, kendi tabiriyle “kulüpten kovdu”.

Futbolcuları ve hocaları taraftarın önüne atmaktan çekinmedi. Ona nazaran başarısızlığın nedeni ya futbolcular ya da hocalardı. Hocayı ve futbolcuları kim transfer ediyordu acaba!!!

Stadımızın ismi “Atatürk” olarak değişecekti, bu hususta şimdi adım atılmadı. 1959 öncesi şampiyonluklarla ilgili en küçük bir gelişme yok. Kenan Cihan Lisesi yerine bir kompleks yapılacaktı, bir çivi bile çakılmadı.

Laik Cumhuriyete bağlı, Atatürkçü ve Fenerbahçeli bir jenerasyon yetişmesi için kurulan ve büyük özverilerle yaşatılan Fenerbahçe Koleji bir eğitim kümesine, bu kurumun devamı niteliğinde olan Fenerbahçe Üniversitesinin isim hakkı ise bir sıhhat kümesine devredildi.

Son olarak öfke ile verilen bir kararla, futbol kadrosunu ligden çekme yetkisini almak üzere kongre üyelerimiz “ısrarla” stada çağrıldı. Günün sonu ise tam bir hayal kırıklığıydı. On binlerce delegenin kendisini kullanılmış hissettiği, adeta bir doğum günü kutlaması ve gövde gösterisine dönüşen “olağanüstü genel şura skandalı” yaşandı. Bu toplantının kulübümüz dışında hiç kimseye bir ziyanı olmadı. Dağ fare doğurdu, hiçbir radikal karar alınamadı. Hatta delegelerin büyük çoğunluğunun “Süper Kupa müsabakasına hiç çıkılmaması” istikametinde oy kullanmasına rağmen, her nasılsa Divan Başkanlığından “karşılaşmaya U19 kadrosu ile çıkılması” tarafında karar çıktı. Plansız, programsız, sonuçları düşünülmeden alınan genel konsey kararı sonucunda futbol şubemiz ağır yara aldı.

Öncelikle Olimpiakos çeyrek final maçına çıkıp çıkmayacakları belirli olmayan ve aslında Trabzon maçında mental olarak çok yıpranan futbolcularımız, 15 gün genel heyet yapılmasını bekledi. Konsantrasyon kalmadı. Bunun sonucunda evvel Harika Kupayı kaybettik, sonra Konfederasyon Kupasından elendik. Türkiye Kupasından aslında elenmiştik. 6 yılın sonunda elimizde yalnızca bir Türkiye Kupası var. Bir de mucizelere kalan lig şampiyonluğu. Buradaki başarısızlık, sportif değil idaredeki başarısızlıktır. Sürecin sonunda kalan; üzgün, gergin ve yılgın bir taraftar, moralsiz, küskün ve kırılgan futbolcular. Tüm bunların üzerine hayret verici bir haber düşüyor gündeme.

“Ali Koç tekrar aday”

Birkaç ay evvel “Ben lider olduğum sürece, Fenerbahçe’yi şampiyon yapmayacaklar” diyen Sayın Koç, yeniden aday olmuş.

Bu kararın gerisinde ne üzere münasebetler var, bunları bilmemiz mümkün değil. Bu kararının münasebetlerini topluluğa sunmak zorunda. Yoksa “şampiyon olmamızın önündeki engeller” kalkıyor mu? Tüm Fenerbahçelilerin şunu bilmek hakkı: 6 yıldır yapamadığı neyi yapacak ki bunun sonucunda şampiyon olacağız?

Son kelam: Sayın Ali Koç; biz sizin hayalinizdeki Fenerbahçe’yi 6 yıl evvel de anlamamıştık, geldiğimiz noktada hala anlamış değiliz.”