Ömür ideolojisini ‘hiçbir şartta pes etmemek’ olarak tanımlayan başarılı oyuncu, profesyonel futbolculukta muvaffakiyet için disiplinin olmazsa olmaz olduğunu lisana getirdi. Eren, babasından aldığı “Ne iş yapıyorsan yap en uygununu yap” nasihatini ise her alanda uygulamaya çalıştığını kaydetti. Ulusal oyuncu bordo-mavili forma giyindiği birinci maç ile Harika Kupa’yı kazandıkları maçın en çok sevindiği maçlar olduğunu söyledi. Türkiye Kupası son 16 çeşidinde Gençlerbirliği ile oynanan müsabakanın son anlarında attığı golle kadroya beraberliği getiren, Elmalı bu maçı ise unutamadığını söyledi.

Bordo-mavili grubun UEFA Konferans Ligi Play-Off tipi rövanş maçında Basel’e deplasmanda 2-0 mağlup olduktan sonra Avrupa’ya veda ettiği maçta büyük hüzün yaşadığını anlatan Eren, “O maç sonrası çok üzülmüştüm. Zira hem ülkemiz hem de bizim için çok üzücüydü” dedi.

“FUTBOLCU OLMASAYDIM BOKSÖR OLMAK İSTERDİM”

Yeteneklerinin yanı sıra sürat, dayanıklılık ve odaklanmanın da artı özellikleri olduğunu söyleyen Eren, “Sonuçlandırma benim geliştirmem gereken istikametim diye düşünüyorum” diye konuştu. Futbolcu olmasaydı boksör olmak istediğini de söz eden Eren, ailesini her vakit kendisi için bir kahraman olarak gördüğünü belirtti. “Sihirli bir değneğe sahip olsaydım dünyada açlık ve savaşları bitirmek isterdim” diyen Eren, empati yapmanın sevdiği insanlardan beklediği özellik olduğunu kelamlarına ekledi.

“HAYATIMIN EN MEMNUN GÜNÜ”

Hayatının en memnun gününün profesyonelliğe imza attığı gün olarak anlatan Eren, 18 sayısının kendisine uğurlu geldiğine inandığını ve bu yüzden de forma numarasını bu halde seçtiğini söyledi. Boş vakitlerinde Playstation oynamak ve müzik dinlemekten hoşlandığını lisana getiren Eren Elmalı, asla affetmeyeceği şeyin ise palavra konuşmak olduğunu kaydetti. Uçak korkusu olduğuna da değinen başarılı oyuncu, tarihi yapıların kendisini büyülediğini tabir etti. Eren, çabuk sinirlenmenin sevmediği tarafı olduğunu buna rağmen yardımsever bir yapıya sahip olmasının da en sevdiği istikameti olduğunu söyledi.

Eren, Premier League maçlarını izlemekten büyük keyif aldığını ve hayran olduğu futbolcunun Cristiano Ronaldo olduğunu belirtti. Siyah rengin kendisi için vazgeçilmez olduğunu söyleyen Eren, “50 cent/Eminem dinlemekten büyük keyif alıyorum. Kıvanç Tatlıtuğ ile Brad Pitt en beğendiğim aktörler. İzlemekten keyif aldığım diziler ise Kuzey Güney ile Prison Break. Hayatım bir sinemaya husus olsaydı sanıyorum ismi ‘Adanmışlık’ olurdu. Bir adaya düşseydim de yanımda uygun anlaşabildiğim bir arkadaşımın olmasını isterdim” sözlerini kullandı.

“EN ÇALIŞKAN TREZEGUET, EN BONKÖR UĞURCAN”

Milano olduğunu söyleyen Eren, kadro arkadaşları ortasındaki enleri de şu formda anlattı.

En çalışkan futbolcu Trezeguet, en şakacı oyuncu Yusuf Erdoğan, en yetenekli oyuncu Thomas Meunier / Abdülkadir Ömür, en bonkör futbolcu Uğurcan Çakır, en yeterli giyinen futbolcu Uğurcan Çakır / Stefano Denswil, en makûs giyinen futbolcu Berat Özdemir, en güzel futbolcu güzel giyebilirse Berat!