Düzenli beslenme ve diyetin doğurganlığı etkileyen en değerli ögelerden biri olduğunu söyleyen Bayan Hastalıkları ve Doğum uzmanı Doç. Dr. Kemal Atasayan, bu durumda kısırlığa neden olabilen polikistik over sendromu sahibi bireyler için kahvaltının değerine dikkat çekti. Doç. Dr. Kemal Atasayan; “Araştırmalar; varlıklı bir diyetin doğurganlığı artırabileceğini gösteriyor.” biçiminde konuştu.
Röportajı esnasında doğurganlığın son yıllarda global olarak azaldığını vurgulayan Doç. Dr. Kemal Atasayan, dünyada ortalama her 6-7 çiftten birisinin kısırlık sorunu yaşadığını aktardı. Dünya çapında en az 50 milyon çiftin bu durumu yaşadığını söyleyen Doç. Dr. Kemal Atasayan, yakın vakitte yapılan çalışmalarda doğurganlığın 20-24 yaş ortası bayanlarda yüzde 45 oranında azaldığını ve son elli yılda erkeklerde sperm sayısının global olarak yüzde 50 oranında azaldığını söyledi. Medicana Ataköy Hastanesi’nden Bayan Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Kemal Atasayan, doğurganlıkla ilgili değerli paylaşımlarda bulundu.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç Dr Kemal Atasayan
“DOĞURGANLIĞINIZI DESTEKLEMENİN BİRİNCİ YOLU…”
Açıklamaları sırasında birçok farklı faktörün doğurganlığı etkileyebileceğinden bahseden Doç. Dr. Kemal Atasayan, diyetin dikkate alınmayan en değerli bahislerden birisi olduğunu söyledi. Doç. Dr. Kemal Atasayan; “Araştırmalar, doymamış yağlar, tam tahıllar ve baklagiller, meyve ve sebzeler, çeşitli protein kaynakları ile tam yağlı süt eserleri bakımından güçlü bir diyetin doğurganlığı artırabileceğini göstermektedir. Ayrıyeten bu durum hamileliğe sağlıklı bir başlangıç yapmanıza da yardımcı olabilir. Gebe kalmayı sağlayan sihirli yiyecekler yahut özel içerikli diyetler olmasa da, doğurganlığınızı desteklemenin birinci yolu, sağlıklı besinler içeren beslenme modelini uygulamaktır.” formunda konuştu.
“HEM BAYAN HEM DE ERKEK DOĞURGANLIĞINI ARTIRABİLECEĞİNİ GÖSTEREN ZAYIF DELİLLER VARDIR”
Hazırlanacak diyetlerde antioksidanlar açısından güçlü besinler tüketmeyi öneren Doç. Dr. Kemal Atasayan; “Antioksidanlar bedeninizde hem sperm hem de yumurta hücrelerine ziyan verebilen özgür radikalleri etkisiz hale getirmeye yardımcı olur. Antioksidanların hem bayan hem de erkek doğurganlığını artırabileceğini gösteren zayıf deliller vardır. Antioksidan alımınızı artırmak istiyorsanız, diyetinize daha fazla meyve, zerzevat, fındık ve tam tahıl ekleyin. Antioksidan içeriği bakımından yüksek olan besinler; C ve E vitaminleri, folat, Beta karoten, Lutein yahut antioksidan içeren desteklerden de alabilirsiniz.” tabirlerini kullandı.
PCOS’LU ŞAHISLAR DİKKAT!
İyi bir kahvaltı yapmanın polikistik over sendromu üzerindeki etkilerinedikkat çeken Doç. Dr. Kemal Atasayan; “Özellikle kısırlığın değerli bir nedeni olan polikistik over sendromunuz (PCOS) varsa, doyurucu bir kahvaltı yapmak bayan doğurganlığına yardımcı olabilir. 2021 yılında yapılan bir incelemede, günün erken saatlerinde daha yüksek kalori alımının PCOS semptomlarını güzelleştirebileceğini ortaya koymuştur. Kahvaltı içeriğini seçerken, yüksek protein içerikli lakin daha az karbonhidrat içeren besinler tercih edin. Araştırmalar, karbonhidratların PCOS’lu şahıslarda enflamasyonu artırabileceğini göstermektedir.” dedi.
SAĞLIKLI YAĞLAR!
Kişinin birebir süreçte Omega-3 yağ asitlerine öncelik vermesi gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Kemal Atasayan; “Her gün sağlıklı yağlar tüketmek doğurganlığı ve genel sıhhati artırmak için değerlidir. Omega-3 yağ asitleri, doğurganlığı artırmak için bilhassa yararlıdır. Bu sağlıklı yağı; yağlı balık, keten tohumu ve keten tohumu yağı, chia tohumu ve ceviz üzere besinler içermektedir.” açıklamasında bulundu.
“ÇOK AZ KARBONHİDRAT YEMEK YAHUT HİÇ YEMEMEK DE SIHHAT PROBLEMLERİNE YOL AÇABİLİR”
Açıklamaları sırasında karbonhidratları azaltmak gerektiğine değinen Doç. Dr. Kemal Atasayan; “Özellikle PCOS’lu şahıslar için çoklukla kalorilerin yüzde 45’inden daha azının karbonhidratlardan geldiği düşük karbonhidratlı bir beslenme planının takip edilmesi önerilir. Örneğin, günde yaklaşık 1.800 kalori alıyorsanız, bu yaklaşık 200 gram karbonhidrat manasına gelir. Çeşitli çalışmalar, karbonhidrat alımını sonlandırmanın PCOS’un üzerinde yararlı tesirler sağladığını göstermektedir. Yalnızca çoka kaçmayın. Çok az karbonhidrat yemek yahut hiç yememek de sıhhat sıkıntılarına yol açabilir.” tabirlerini kullandı.
“SÜREKLİ OLARAK YÜKSELEN İNSÜLİN, BEDENİN DAHA AZ ÜREME HORMONU ÜRETMESİNE NEDEN OLABİLİR”
Bu durumda rafine karbonhidratların en aza indirilmesi gerektiğine dikkat çeken Doç. Dr. Kemal Atasayan; “Sadece karbonhidrat ölçüsü değil, çeşidi de tesirlidir. Rafine karbonhidratlara bilhassa dikkat etmelisiniz. Bunlar şekerli yiyecek ve içeceklerin yanı sıra beyaz makarna, ekmek ve pirinç üzere işlenmiş tahıllarda bulunur. Beden bu karbonhidratları çok süratli bir biçimde emerek kan şekeri ve insülin düzeylerinde ani artışlara neden olur. Rafine karbonhidratlar ayrıyeten yüksek glisemik indekse (GI) sahiptir. GI, karbonhidrat ağır bir besinin kan şekerinizi değerli ölçüde yükseltip yükseltmeyeceğini gösterir. İnsülin, yumurtaların olgunlaşmasına yardımcı olan yumurtalık hormonlarına kimyasal olarak benzeri. Daima olarak yükselen insülin, bedenin daha az üreme hormonu üretmesine neden olabilir zira buna gereksinimi olmadığını düşünür. Bu da yumurta olgunlaşması ve yumurtlama eksikliğine neden olabilir.” formunda konuştu.
LİF ORANI DAHA YÜKSEK VE EK ŞEKER ORANI DAHA DÜŞÜK OLMALI!
Lifli besinlerin süreç içerisindeki kıymetini lisana getiren Doç. Dr. Kemal Atasayan; “Yapılan araştırmalar, lif oranı daha yüksek ve ek şeker oranı daha düşük bir diyetin bayan doğurganlığını artırabileceğini gösteriyor. Tam tahıllar, meyveler, sebzeler, fasulyeler. Mümkünse, önerilen günlük 25 gram lif alımını sağlamaktır.” açıklamasında bulundu.
AKDENİZ ÜSLUBU DİYETLER AYRICALIKLI!
Proteinin her diyetin değerli bir kesimi olduğunu lakin birtakım kaynakların doğurganlık için bilhassa yarar sağlayabileceğini belirten Doç. Dr. Kemal Atasayan; “2019 yılında yapılan bir çalışma, Akdeniz üslubu bir diyet uygulamanın doğurganlığı artırabileceğini öne sürmektedir. Bu cins diyetlerde çoklukla balık oranı daha yüksek, kırmızı ve işlenmiş et oranı ise daha düşüktür. Akdeniz stili diyetler ayrıyeten antioksidanlar ve omega-3 yağ asitleri bakımından daha yüksek olma eğilimindedir. Aslında diyetinize daha fazla balık eklemeniz için daha fazla neden var. Yapılan bir çalışmada, daha yüksek balık tüketiminin, tüp bebek üzere yardımcı üreme teknolojilerinin kullanımını takiben daha yüksek canlı doğum oranıyla kontaklı olduğu ortaya konulmuştur.” dedi.
“ERKEKLER AZ YAĞLI SEÇENEKLERİ TERCİH ETMELİ”
Konuşması esnasında süt eserlerinin doğurganlık da dahil olmak üzere sıhhate makus tesirlerinin de olabileceğini söyleyen Doç. Dr. Kemal Atasayan, böyle bir varsayım olduğunu hatırlattı. Doç. Dr. Kemal Atasayan; “Ancak araştırmalar durumun bu türlü olmadığını gösteriyor. 2018 yılında yapılan bir araştırma, süt eserleri ve bayan kısırlığı ortasında olduğu sav edilen temaslarla ilgili araştırma sonuçlarının tutarsız olduğunu belirtiyor. Süt eserleri, doğurganlık için yararlı olabilecek D vitamini de dahil olmak üzere bir dizi değerli besin hususu içerir. Süt eserlerinin doğurganlığı artırıp artırmadığı meçhul olsa da, olumsuz bir tesiri olduğuna dair güçlü bir delil yoktur. Süt eserleri tüketirken, erkekler az yağlı seçenekleri tercih etmelidir. 2013 yılında yapılan bir çalışma, tam yağlı süt eserlerinin sperm üzerinde olumsuz bir tesiri olabileceğini, lakin düşük yağlı süt eserlerinin tıpkı tesire sahip olmadığını göstermektedir.” tabirlerini kullandı.
“AŞIRI İDMAN BİRTAKIM BAYANLARDA OLUMSUZ BİR TESİRE NEDEN OLABİLİR”
Egzersizin doğurganlığı artırmak da dahil olmak üzere sıhhat açısından birçok yararı olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Kemal Atasayan; “Orta seviyede fizikî aktivitenin artırılması, bilhassa obezite hastaları için hem bayan hem de erkek doğurganlığı üzerinde olumlu tesirlere sahiptir. Birden fazla şeyde olduğu üzere, idman konusunda da ölçülü olmak çok değerlidir. Çok antrenman birtakım bayanlarda doğurganlık üzerinde olumsuz bir tesire neden olabilir. Hangi antrenman tiplerinin sizin için en yararlı olacağını belirlemek için bir sıhhat uzmanıyla konuşun.” formunda konuştu.
STRES DEĞERLİ BİR FAKTÖR!
Gebe kalmaya çalışmanın bayanlarda gerilime neden olabileceğine dikkat çeken Doç. Dr. Kemal Atasayan; “Stresin doğurganlığı etkileyip etkilemediği konusu tartışmalı olmakla birlikte, gerilim adet devirlerinizi etkileyebilir ve bu da doğurganlığınızı etkileyebilir. Hamile kalmakla ilgili gerilim yahut tasa günlük ömrünüzü olumsuz etkiliyorsa bir ruh sıhhati uzmanıyla konuşmak yardımcı olabilir.” dedi.
“OBEZİTENİZ VARSA…”
Aşırı kilolu yahut zayıf olmanın yumurtlamayı etkileyerek doğurganlıkta olumsuz tesirlere sebep olabileceğini aktaran Doç. Dr. Kemal Atasayan; “Obeziteniz varsa, beden yükünüzün %5’ini kaybetmenin, daha düşük bir beden kitle indeksini (BMI) muhafazanın ve trigliserit düzeylerini denetim altına almanın doğurganlığı artırabileceği öne sürülüyor. Ülkü beden kitle indeksinin 20-24 ortası olduğu bilinmekle bir arada sağlıklı kilonun bireyden şahsa değiştiğini ve BMI’nın sıhhatin harika bir belirleyicisi olmadığını unutmayın. Eşsiz beden yapınız ve idman alışkanlıklarınız da dahil olmak üzere birçok faktör kilonuzu tesirler. Kilo vermenin yahut almanın doğurganlığınızı artırıp artırmayacağını belirlemek için bir sıhhat uzmanıyla konuşun.” tabirlerini kullandı.
“DEMİR DÜZEYLERİNİZİ BELİRLEYİN”
Sözlerine “Yakın vakitte yapılan bir çalışmada düşük demir ile bayan doğurganlığının azalması ortasında net bir neden olmaksızın potansiyel bir irtibat bulunmuştur. Son vakitlerde kan analizi yaptırmadıysanız, demir düzeylerinizi belirlemek için bir sıhhat uzmanıyla görüşün.” biçiminde devam eden Medicana Ataköy Hastanesi Bayan Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Kemal Atasayan; “Eğer demir düzeyiniz düşükse, demir desteği almanız yararlı olabilir. Demir emilimi artırmak için C vitamini içeriği yüksek besinlerle birlikte almayı deneyin.” diyerek röportajını sonlandırdı.
News
