Bu sezonun Süper Lig tarihinin en makus dönemi olduğunu söyleyerek başlayan Cemal Ersen, “Türk futbol tarihinin en berbat dönemini yaşıyoruz. Bunu Futbol Federasyonu ve hakemler özelinde söylemiyorum. Tekere çomak sokan tüm paydaşların günahı vardır bu tabloda. Evet; işin idare kısmı felaket. Ya başkaları? Kulüpler, teknik yöneticiler, futbolcular, taraftar ve medya? Bakıyorum, herkes federasyondan ve hakemlerden şikayetçi. İşleri yolunda gidenler ise canı yandığında kervanın başına geçer.” dedi ve şu sözlerle devam etti:

“Gelelim gerçeklere; mevcut federasyonu sekiz ay evvel oy çokluğu ile kimler iş başına getirdi? Taban birlikleri çıkar bağlantıları açısından son on yıldır “sinek ikili” sayılıyor. Öyleyse yanlışsız cevap, şimdilerde ağlayıp sızlanan kulüplerdir elbette. Sadece dönemin Beşiktaş Başkanı ve delegeleri dik durdu. Bugün, “Başka seçenek mi vardı ki?” diye timsah gözyaşı döken kulüplerin bir kısmı fevkalade (!) bir irade sergileyerek bâtın oylamada renksiz kaldı. Haydi o gün cüret edemediniz, buyurun fırsat, üç ay sonra kongre var hodri meydan. Çıkarın lider adayınızı! Evet, Türk futbolu önemli bir idare sorunu yaşıyor. Lakin asıl sorun, kulüp liderlerinin iş insanlığı kimliği ile ip cambazlığı yaparken güce karşı teslimiyetçi ruh haline evrilmesidir.”

“ÖRNEĞİ VAR DERSE NE DİYECEKSİN”

Fenerbahçe’nin, Muhteşem Kupa kararı içinde konuşan Cemal Ersen şu sözlerle cümlelerini noktaladı:

“Türkiye geçen hafta demokrasi ismine tarihi bir imtihan verdi. Kazanan da kaybeden de öz tenkit yaptı. Lakin futbolumuz bir gün o noktaya gelir mi diye umutlanamıyorum. Sağduyu ve tahlil önerisi yok. Kimileri koltuk, bazıları toplulukları gözünde küçük düşmeme telaşında. Hakemler son 25 yılın en berbat devrini yaşıyor. Medya şemsiyesi altındaki yozlaşma ise reyting rekorları kırıyor. Fenerbahçe, Muhteşem Kupa finaline U-19 kadrosu ile çıkacağını açıkladı. Rivayete nazaran alanda da 9 kişi olacakmış. Kararı alanların TFF’ye ve ezeli rakibine verdiği reaksiyon metodunu hürmetle karşılıyorum. Sorum şu; bu kapı açıldıktan sonra gelecekte savı kalmayan rastgele bir kadro, şampiyonluk yahut kümede kalma uğraşı veren rakibi karşısına gençleriyle çıksa; bu tercihi “şike yahut menfaat” üzerinden kim sorgulayabilir? “Sana ne kardeşim örneği var” dese, TFF hangi yaptırımı uygulayabilir? Şeytanın avukatlığını yaptım yalnızca.”